Çernobil Yangını: Radyasyon Türkiye'yi Etkileyecek Mi?
Son zamanlarda gerek sosyal medyada gerek medyada paylaşılan gönderilerde ve haberlerde Çernobil Nükleer Santrali yakınında gerçekleşen yangın nedeniyle oluşacak radyoaktif bulutların Türkiye’ye geleceği ve yağmur yoluyla yeryüzüne ineceği yönünde iddialardolaşmakta. Peki, söylenildiği gibi yangın sonrasında saçılan radyasyon Türkiye'yi etkileyecek mi? Eğer cevap evet ise, etkileri ne olacak?
Her cisim belirli düzeyde ışıma yapar, yani radyasyon yayar. Bu ışımanın bir kısmı,iyonize edici değildir, yani düşük enerjilidir. Diğer kısmı ise, çeşitli element atomlarının radyoaktif izotoplarının bozunmasıyla oluşan, iyonize edici sınıfa giren radyasyondur. Örneğin, mikrodalga veya her gün yanımızda taşıdığımız cep telefonları da radyasyon yayar. Ancak bunlar iyonize edici sınıfa girmez ve insan sağlığına, kanıtlanmış bir zararları yoktur.
Gerek söz konusu haberlerde gerekse bu metinde söz edilecek radyasyondan kastedilen, radyoaktif bozunuma uğrayan radyoaktif maddenin gama ışıması başta olmak üzere, çeşitli bozunum mekanizmalarıyla ortaya çıkarttığı, iyonize edici radyasyondur. Aşırı küçük olduğundan ötürü rüzgâr veya çeşitli yollarla taşınabilen belki de en önemli radyoaktif partikül İyot-131’dir.
Radyasyon ölçümü için kullanılan çeşitli ölçüm aletleri vardır. Bunlardan birisi de, Geiger sayacı adı verilen cihazdır. Ancak bu cihaz, ışıma miktarı ile ilgilidir ve doku hasarıyla ilgili ya da maruz kalınan doz ile ilgili doğrudan bilgi vermez. Üretilen dozimetreler, bu ölçümün yapılmasında kullanılabilir. Doku zararını tespit etmek için sievert (Sv) veya milisievert (mSv) birimleri kullanılır. Sievert birimi, 1 Gray’lik x ve gama ışını ile aynı biyolojik etkiyi meydana getiren radyasyon miktarıdır. Gray ise, radyasyona maruz bırakılan 1 kilogramlık maddeye aktarılan 1 Joule'lük enerjiyi veren radyasyon miktarıdır. Yani Gray, alınan dozu Joule cinsinden verir. Örneğin tuğla veya çimento ile yapılan bir binada oturan herkes yılda 0,7 mSv radyasyona maruz kalmaktadır.
Yağmur veya diğer yağış şekilleriyle İyot-131 başta olmak üzere radyoaktif izotoplar taşınabilir ve yeryüzüne yağabilir. Yakın dönemde yaşanan en büyük nükleer felaket olan ve Japonya’daki 9 büyüklüğündeki depremden sonra meydana gelen Fukuşima Nükler Santralikazasında da atmosfere radyoaktif madde salınmıştır. Bu radyoaktif partiküllerin ABD’ye ve İzlanda’ya kadar ulaştığı rapor edilmiştir.
15 Mart 2011’de yani kazadan 4 gün sonra, kazanın yaşandığı binada ölçülen radyasyon değeri saatte 400 mSv idi. Ancak aynı günde 240 km uzaklıktaki Tokyo’da ölçülen değer normalin 22 katıydı. Tokyo için normal değeri 0.126 mSv olduğundan, o gün birkaç saat boyunca insanlar 2.5 mSv radyasyona maruz kaldılar. Bu radyasyon miktarının etkisini anlamak için, bir örnek vermek faydalı olacaktır. 2.5 mSv, sıradan bir insanın hastaneye bilgisayarlı tomografiye akciğer için girdiğinde maruz kalacağı radyasyonun yarısı bile değildir.
Benzer şekilde Çernobil Nükleer Santrali patladıktan sonra tüm dünyaya radyoaktif izotoplar taşınmıştır. Bu izotopların bazıları yağmur olarak yeryüzüne inmiştir. Örneğin yayınlanan pek çok çalışmada Çernobil sonrası yağan yağmurlardaki radyoaktivite değerleri gözlenmiştir.
CNN’in 7 Nisan'da yayınladığı ve Ukrayna Devlet Ekoloji Denetim Kurumu yöneticisi Egor Firsov’un çekip Facebook hesabına koyduğu videoya dayandırarak yaptığı haberde, normalde değerin saatlik değerin 0.14 mSv olduğu ancak yangının çıktığı arazide değerin saatlik 2.3 mSv olduğu görülmekte. Aynı haberdeki bir başka Geiger sayacında ise değer 0.34 mSv’dir.
Değerleri incelerken, her ne kadar “zararsız” kelimesini kullanacak olsak da, nükleer radyasyon fiziğinde “ALARA Prensibi” olarak geçen prensip, mümkün olan en az miktarda radyasyona maruz kalmamız gerektiğini söylemektedir. Yine de, uluslararası doz limitleri göz önünde bulundurulduğunda, alınabilecek doz limitlerin oldukça altında kaldığından, yangın sonrası açığa çıkan radyasyonun etkilerini incelerken “zararsız” ifadesini kullanacağız.
Bu değerler sürekli o bölgede bulunanlar için uzun vadede zararlıdır. Lakin radyoaktivite oranı o bölgeden uzaklaştıkça düşecektir ve en sonunda zararsız hale gelecektir. Keza üst paragraflarda bahsedilen Fukuşima ile Tokyo arasındaki 240 km’lik uzaklığı ve aralarındaki iyonize radyasyon farkını göz önüne alınca bu durum daha net görülmektedir.
İyot-131 gibi radyoaktif madde ile kirlenmiş yağmur suyu yeryüzüne düştüğünde ve buharlaştığında, radyoaktif maddenin bir kısmı veya tamamı yağmurun düştüğü yüzeylerde kalabilir kontaminasyona sebep olan da budur. Yangın sonrasında, radyoaktif materyalin saçılımını yukarıdaki videoda görebilirsiniz. Aktivite değerlerinin mikrobekerel büyüklüğünde olduğuna dikkatinizi çekeriz.
Çernobil’de yaşanmakta olan yangına geri dönecek olursak, İyot-131’in yarı ömrü 8 gün olduğu için oluşan risk, İyot-131 kaynaklı kontaminasyondan değil, Stronsiyum-90, Sezyum-137 gibi daha uzun ömürlü izotoplardan kaynaklanmaktadır. Çernobil bölgesinde ölçülen değerler, Stronsiyum-90 için 30 mSv, Sezyum-137 için de 15 mSv civarındadır. Bu izotoplar, bölgede yetişen ekinlere düştüğünde, bir kontaminasyon yaratacaktır. Ancak, etki doz değerlerinden de anlaşılabileceği gibi oldukça düşüktür. AFAD verilerine göre, 100 mSv'ye kadar alınan dozun insan sağlığına olan etkileri kanıtlanamamıştır.
Bu, yangının yaşandığı yakın yerlerde ciddi bir sorun olabilir, ancak Ukrayna’da tüm ülkeye ulaşan miktar o kadar düşük olmuştur ki bitki örtüsü, toprak, su veya diğer ortamlarda radyoaktivite ile ilgili herhangi bir sağlık endişesi yaratmaz. Radyoaktif partiküller rüzgarla veya yağış şekilleriyle çok daha uzak yerlere taşınsa bile, partiküllerin havadaki veya yağmur suyundaki yoğunluk oranı o kadar azdır ki yeryüzüne yağmurla birlikte indiğinde hem insanlara hem de tüm doğal hayata zararsız hale gelir.
Kiev ve Fransa karşılaştırması, durumu anlamak için yerinde olacaktır. Fransa Nükleer Güvenlik Enstitüsü (Institut de radioprotection et de sûreté nucléaire IRSN) tarafından yayınlanan rapor, Kiev’de yapılan ölçümlerin sonucunda, alınan dozun 1 nanosievert civarında olduğunu söylemektedir. Bu, “son derece düşük” bir miktardır. Fransa’da yapılan ölçümler ise, etkinin “önemsiz” olduğunu söylemektedir.
Hatta yağmurun ve yağmur suyunun size zararı olmasının aksine 2017 yılında yapılan bir çalışmaya göre yağmurun ve yağmur suyunun, doğal radyasyon kaynağı olan ve topraktan zaman zaman sızarak havaya karışan radyoaktif Radon-222 gazının salınımını azalttığı ve böylelikle doğal radyasyon seviyesini düşürdüğü ortaya konulmuştur.
Not: Konu hakkında daha fazla bilgi için, radyasyon güvenliği hakkındaki yazımızı veradyasyonun biyolojik etkilerihakkında yazdığımız yazılarımızı inceleyebilirsiniz.
Hazırlayan:Emre İnanır
Geliştiren:Ege Can Karanfil
Referanslar:
1. Harvard Women's Health Watch, "Radiation risk from medical imaging"
https://www.health.harvard.edu/cancer/radiation-risk-from-medical-imaging
2. The Guardian, " Japan nuclear crisis and tsunami - Tuesday 15 March part one"
https://www.theguardian.com/world/2011/mar/15/japan-nuclear-crisis-tsunami-live)
3.Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği, "Görüntüleme Teknikleri - Radyasyon Dozu"
https://www.trod.org.tr/hastalarimiz_icin.php?id=992
4.CNN, "Chernobyl radiation levels spike as forest fires rage"
https://edition.cnn.com/2020/04/06/europe/chernobyl-fire-radiation-scli-intl-scn/index.html
5.F. Kulali, I. Akkurt, N. Özgür, "The Effect of Meteorological Parameters on Radon Concentration in Soil Gas"
http://przyrbwn.icm.edu.pl/APP/PDF/132/app132z3-IIp051.pdf
6. TeachNuclear, “Effects of Ionizing Radiation on DNA”
<https://teachnuclear.ca/all-things-nuclear/radiation/biological-effects-of-radiation/effects-of-ionizing-radiation-on-dna/>
7.TAEK, “İyonlaştırıcı Radyasyonun Biyolojik Etkileri”
<http://www.taek.gov.tr/tr/kullanma-bulundurma-lisans%C4%B1/158-egitim-arastirma/bilgi-kosesi/radyasyondan-korunma/1052-iyonlastirici-radyasyonun-biyolojik-etkileri.ht
8.TAEK, “Radyasyon “Radyasyon ve Biz”
<http://www.taek.gov.tr/ogrenci/sf4.html>
9.AFAD, “Radyasyon Dozları ve Etkileri”
<https://www.afad.gov.tr/tr/23733/Radyasyon-Dozlari-ve-Etkileri>
Kapak Görseli:
https://www.insider.com/chernobyl-nuclear-plant-exclusion-zone-forest-wildfire-contained-photos-2020-4
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/05/2024 18:04:39 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/12684
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.