Popüler Bilim

Güneş’in Ömrünü Nasıl Uzatabiliriz?

Güneş bir gün en nihayetinde kırmızı dev evresine geçip şişerek, Dünya’yı dahi içine alacak bir konuma gelecek. Neyse ki bu süreç için 5 milyar yılımız daha var. Fakat ya olmasaydı? Ya Güneş birden hızlanarak ömrünün sonuna gelmeye başlasaydı? O zaman ömrünü uzatmak için neler yapabilirdik?

Daha Hızlı Döndürün

Güneş’in daha hızlı dönmesi, onun merkezkaç etkisiyle savrularak ekvatordan şişmesine sebep olurdu. Dolayısıyla kütle çekiminin merkez üzerinde oluşturduğu ezici kuvvet bir nebze azalır ve böylece merkezde hidrojenin yanma süreci bir nebze yavaşlatılmış olurdu. Bu da Güneş’in yakıtını daha uzun sürede tüketmesi, yani daha çok yaşaması demek. Yani evet, daha hızlı dönen bir yıldız aynı kütlede yavaş dönenine göre daha uzun yaşayacaktır. Fakat ayarında döndürmeyip hızını abartırsanız da yıldız dağılıp gider. Uygun bir hız değeri bulmalısınız! (Belki bu da aşağıdaki madde için iyi bir yöntemdir)

Yalnız burada önemli bir nokta daha var. Yıldızın dışı ile içi aynı hızda dönmeyebilir. Sakın yıldızı hızlı döndürdük, artık uzun yaşayacak diyerek aldanmayın. İç kısmı hala yavaş dönüyor olabilir ve bu merkez koşulları üzerinde hiçbir şeyi değiştiremediğiniz anlamına gelir! Böyle olup olmadığını anlamak için hidrojen yakımından ortaya çıkan nötrino sayısında değişim olup olmadığına bakın.



Kütlesinden Çalın

Bir yıldızın yaşamını belirleyen en temel şey onun kütlesidir. Kütlesi ne kadar fazla olursa yıldız oluşurken o kadar çok merkeze çökmek isteyecektir. Elbette ki sıkışan gazın oluşturduğu basınç onu bir noktada durduracak. Fakat ne kadar fazla kütle, o kadar fazla kütle çekimi, dolayısıyla daha fazla sıkışma demek. Eh merkez çok sıkışık olursa hidrojenlerin çarpışıp kısa sürede yıldızın yakıtını tüketme olasılığı da artar. Bu da yıldızın kısa sürede enerjisini harcayıp ölmesi demek!

Eğer bir şekilde Güneş’in atmosferinden sürekli madde çalabilirseniz, kütlesi yavaş yavaş azalacağı için merkezi biraz daha rahatlayacak dolayısıyla yakıtını daha uzun sürece tüketecektir. Yani Güneş’i biraz kısarak daha çok yaşamasını sağlamaya çalışmalısınız. Tabii bunu nasıl yaparsınız bilemiyoruz. Fakat yüzeydeki patlamaları şiddetlendirip sayısını artırabiliyor olsaydınız, bunun oldukça faydası olabilirdi, tabii ki uzun vadede. Ya da yanına bir solucan deliği açıp, Güneş’in bir kısmını gökadanın başka bir kısmına yollayabilirsiniz!

Şunu da unutmamak gerek ki, yıldızın yüzeyinden alacağınız maddeler, yıldızın kütlesini ciddi ölçüde etkilemeyecektir. Çünkü yıldızın kütlesinin büyük bir bölümü, çekirdek kısmında sıkışmıştır. Dolayısıyla işiniz biraz zor olacak.



Hidrojenlerin Merkeze Çökmesini Sağlayın

Güneş’in bir noktadan sonra merkezde yakacak hidrojeni kalmayacak. Dolayısıyla hidrojenin yakımından gelen ışıma basıncının yok olması, yıldızın çekirdeğinin çökmeye başlaması demek. Yıldız çöktükçe merkezdeki sıcaklık daha da artacaktır. Fakat bu sıcaklık, merkezde biriken helyumu yakmadan önce, onun etrafındaki bir kabukta bulunan hidrojeni yakacaktır (evet hidrojen tamamen bitmiyor, yalnızca bir kısmı helyuma dönüşüyor). Yani merkez sıcaklığı helyumu yakacak seviyelere ulaşmadan önce çok kolay bir şekilde hidrojeni yakıyor. Fakat bu da bir yere kadar idare edecek. En nihayetinde çekirdek daha da çökerek helyumu yakacak seviyeye ulaşacak. Bu noktadan sonra kararsızlıklar başlayacak ve adım adım sona yaklaşacak.

Hidrojen yakımı bitti diyoruz fakat, hidrojen bitmiyor. Hidrojenin çok büyük bir bölümü yıldız üzerinde mevcudiyetini korumaya devam ediyor. Eğer bir şekilde bu hidrojenlerin merkeze çökmesini sağlayabilirseniz, merkez sıcaklığı çok yüksek seviyelere ulaşıp yıldızı dengesizleştirmeden önce hidrojeni yakarak idare etmesini sağlayabilirsiniz.

Bunu şöyle düşünün. Elinizde çoook uzun bir fitil var ve ucu bir bombaya bağlı. Fakat bu fitil, bombaya yakın bir yerden yanıyor. Kıvılcımlar bombaya ulaşmadan önce, yanmayan fitili bombayla kıvılcım arasına eklemenin bir yolunu bulmalısınız.

*Bu yazı bazı astrofiziksel olayların kolayca anlaşılması için yazılmış olup bilimsel bir içerik ifade etmez. Gerçekte bu işlemler çok daha fazla parametreye bağlıdır ve pratikte veya teorikte uygulanırlığı tartışmalı olacaktır.

Ögetay Kayalı


Referanslar
1. K. S. De Boer and W. Seggewiss, Stars and Stellar Evolution
2. Stellar Evolution with Rotation V: Changes in all the Outputs of Massive Star Models <https://arxiv.org/abs/astro-ph/0006404>
3. <http://abyss.uoregon.edu/~js/ast122/lectures/lec16.html>
4. <http://abyss.uoregon.edu/~js/ast122/lectures/lec14.html>

Ögetay Kayalı

Rasyonalist kurucu, editör ve kıdemli yazar. NASA'nın APOD platformunda görevli olmak üzere, Michigan Tech. Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak Astrofizik üzerine doktora yapmaktadır. Ege Üni. Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümünden birincilikle mezun olduktan sonra bir yıl kozmoloji üzerine yüksek lisans, ardından bir yıl da İzmir Uluslararası Biyotıp ve Genom Merkezinde Moleküler Biyoloji ve Genetik üzerine yüksek lisans yapmıştır.

Leave a Reply

Your email address will not be published.

Back to top button